DUYGUSAL YAZILAR - Gözlerinden Dökülür
   
  http://kadinicin.tr.gg
  ANA SAYFA
  Seni Sevmek
  Bedeli Neyse Ben Öderim
  Seviyorum Seni
  Seni Seviyorum
  Gözlerinden Dökülür
  Peri Kadın
  Yaşam Bir Armağan
  İçimdeki Karanlık
  İletişim

 

GÖZLERİNDEN DÖKÜLÜR BAHAR

 

Endamının ırmak boylarında hangi çiçeğe baksam, sensin şimdi

Ormanları içime seren göğsündeki vefayla erken açtı çiğdemlerim

Yüreğindeki mutlu çocuklarla parklarında gülücüklerine boğuldum

Göğsündeki emsalsiz bahçelerde ben, kaybolmaktan korkmuyorum

 

Hem kendini, hem gölgesini düşüren bir güneşin döngüsünde içten yanışlı bir sevdadır tutulduğum. Albümlerin yağmurda çocuklara sevinç sunduğu bahar dönencelerinde yeryüzü yeniden uyanıyor yüreğimde. Gözlerindeki bekleyişle bir sevda bildirisi dökülüyor sana dizelerimden. Kırmızının tüm tonlarını kelebek kanatlarına yükleyip, badem sevinçleriyle koşup gelmek istiyorum yüreğindeki gelincik tarlalarına.

Kıyılarımı döven eylül dalgalarımın salkım söğütlerinde, özlemini duyduğum şehirlerde yıkıyorsun yüzünü. Pembe hüzün rüzgarında kokunu, denizlerden ruhunu şiirlerden çağırıyorum. Ellerimdeki hoyrat bekleyişler, yüreğimdeki gelgitli serzenişlerde erguvan düşlerimde, kimi içimde depremler oluşsun istiyorum, kimi de içimdeki fırtınalarla sana çocuksu bir bakış oluyorum.

Tozu üzerinde biriktiren kitaplarda, kiri üzerinde taşıyan çocuklarla ve özgürlüğü kanatlarında taşıyan kelebeklerle, beni bende bulduğun kadarım sana. Ateşe sevinçlerini döken, üşüdükçe yalnızlığın ışıklarını üfleyen bir yürekle, seninle tamlanmalara duruyorum ben. Aşktan uzak durduğum tenha istasyonlarda saatlerim sana kurulu, aktıkça zaman, kanar yüreğimin sol tarafı. Dudaklarından deniz, gözlerinde melankoli bir sevda ve göz yaşlarından Ankara türküleri dökülüyor artık.

Endamının ırmak boylarında hangi çiçeğe baksam, sensin şimdi. İçimde dolanan imgelerin yürekleri sarstığı, sana yürüdüğüm yollarda toprağın sevgiye kucak açtığı gecelerde, ninniyi bekleyen bir bebektir bedenim. Göğün paslanmış uykusuzluğunda, kuşların kanatlarındaki yurtsuzluğunda, namlumda şiir, sırtımda hançer ve yüreğimde martılar büyütüyorum ben. Artık var olman umudumu besliyor, özlemin yıldızlarını gecelerime düşürüyor.

Ormanları içime seren göğsündeki vefayla, erken açtı bu bahar çiğdemlerim. Ağaçlarıma sular erken yürüdü, bakışlarım büyüdü. Ürpertilerim, üşümüşlüğüm ve anılara küsmüşlüğüm çabuk bitti. Kandilimde yağ, denizimde ağ, bahçemde bağ oldun. Dağlarımdan sular düze indi, kuşlarımın göçü bitti ve omzuma kondu. Yüreğimdeki dilek gibi, soframdaki ekmek gibi, ovalarımdaki bereket gibi seninle doluyor, sesime sesini süren büyüyüşlerinle, ılık bir ırmak gibi içime akıyorsun.

Yarasıyla parçalandığım yalnızlıkların pençeleriyle, düşsel fırtınalarda hücremdeki labirentlerde üşüyordum örtüsüz. Türkülerimin damlarında mahpus voltaları atıyordum kimsesiz. Kaç kez vuruldum hesapsız sevda boylarında. Kendi sesimden kaçtım, her sevdaya yakalandığımda umuda avuç açtım. Yüreğimin kabarışlarında bedenimi kaç kez okyanuslara taşıdım. Her sevdada ıslandım, her aşkta kutsandım ve dostumu düşmanımı acımın atlasında bıraktım.

Yüreğindeki mutlu çocuklarla parklarında gülücüklerine boğuldum. Göğsündeki emsalsiz bahçelerde kaybolmaktan korkmuyorum. Sensizlik bomboş bir nokta, göz kırpan efsane bir yıldızsın uzaklarda. Bir umuttur bekliyorum, sözcüklerinin ve çağrılarının en dayanılmaz olduğu anlarda. Sesinin içime dolup yüreğimi şenlendirmesini beklerken, bir rüzgar titretir sol yanımı. Gülüşün düşer avuç avuç sularca içime. Sözcüklerinin ak kağıtlara akması gibi dolarsın kollarıma. Ağrım biter, yüreğim gürler, çekilir günümden hüzünler.

Adımlarına umut bağlayıp denizlere anlatırsın ruhunun üzünçlerini. Yaman özlemlere çektiğin çizgilerle dalgalara sunarsın benzerliğini. Yakamoz tutsaklığın bitkin bir şarkıya nefes, bestelenmeyi dileyen şiirimize ses olmayı diler. İmgelerimiz savrulur geceye sonra. Cebimizdeki yokluğa aldırmadan dolarız günaydınlarla yeniden birbirimizin sularına. Gözyaşı olur kendimize, sevgi dolarak aşka akan sevdalı bir ırmakta buluşuruz.

Bu kelepçe sıkmaz bileklerimde bir kısrak seker şimdi içimin ovalarında. Çığlığını içinde tutan ve sularımı bekleyen kurak bir yurtta beni özler. Şiirlerimi kundaklardan söküp, kuşların gagalarından öpüp ihanetsiz bir kavgaya kuşanıyorum şimdi. Gönlümdeki dağlara ibrişim sevdalarla tırmanıp güneşlerden topladığım sözcükler götürüyorum. Bekle beni ilk bahar muştum, tasa düşürme yüreğine sakın, türkülerin en delişmeniyle bu bahar senin ülkende sevdayı bestelemek istiyorum...


 


Bugün 2 ziyaretçi (2 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol